DS Automobiles, tamamen elektrikli yarış serisine katılımıyla, e-mobilitenin gelişimini ilerletmeye yardımcı oluyor. DS E-Tense Performance, Formula E teknolojisinin gelecekte yollarda nasıl kullanılabileceğini gösteriyor.
FIA Başkanı Jean Todt ile İspanyol işadamı ve Formula E Başkanı Alejandro Agag, 2011 yılında bir Paris restoranında yedikleri bir akşam yemeğinde ilk tamamen elektrikli Formula E şampiyonası fikrini ortaya attıklarında, bu fikri bir peçeteye not aldılar. O akşam, ikisi de sadece üç yıl sonra bunun uluslararası bir şampiyona olacağını hayal bile edemezdi. Kurucular, elektrikli araçların sıfır emisyonlu mobiliteye büyük katkı sağlayabileceğini ve bu bilginin kamu bilincine getirilmesi gerektiğini biliyorlardı.
Formula E, sürdürülebilir yarışların nasıl görünebileceğini göstermek için büyük bir izleyici kitlesine ilham vermeyi, erişilebilir ve uygun fiyatlı olmayı hedefliyor. DS Automobiles, bu görevin önemine hemen ikna oldu. İlk premium üretici olarak DS Automobiles, 2015’ten beri Formula E’de yer alıyor ve yüzde 100 elektrikli serinin geliştirilmesine yardımcı oluyor.
Bir yarış serisi ile üretim araçları arasındaki farkı açıklamak oldukça kolay: sınırlı miktarda enerji ile hızlı sürüş (Formül E) ile sınırlı miktarda enerji ile (üretim araçları) uzun menzilli sürüş – yaklaşımlar benzer. Elektrikli araçların performansı için çok önemli bir diğer parametre de akü voltajı. Voltaj ne kadar yüksek olursa, piller o kadar güçlü ve menzil o kadar yüksek olur. Yarış serisinin başlangıcında 700 V pil üretmenin mümkün olacağına kimse inanmıyordu. Şu anda, yarış arabalarında 900 V piller kullanılıyor.
Kaynak: elektroniknet.de